Alman otomobil üreticisi Opel, 1975 yazında yollara çıkardığı iki otomobilinin 50’nci yaş gününü kutluyor: Ascona B ve Manta B. İlk neslin başarısını devam ettiren iki model, sportif, konforlu ve verimli yapılarıyla tipik Opel değerlerini temel alıp bugünlere taşıdı. Ralli ve motor sporları hayranları için geliştirilen Manta GT/E, Ascona 400 ve Manta 400, dünyanın önde gelen yarış organizasyonlarında markayı başarıyla temsil etti. Aynı teknik temele dayanan ancak farklı özellikler ve hedef kitlelere sahip Ascona B ve Manta B, bundan tam 50 yıl önce, Frankfurt’ta gerçekleştirilen IAA Fuarı’nda görücüye çıktı. Bu iki modelin özel spor paketleri daha da etkileyiciydi ve uluslararası alanda başarı elde etti. Ascona B ve Manta B, bazen devam modellerinin orijinal modellerden bile daha iyi olabileceğini kanıtladı. Bugün bu miras, yüksek performanslı Astra GSe ve Türkiye’de de satışta olan Astra Elektrik gibi modellerde sportif ve dinamik tasarım anlayışı ile yaşatılmaya devam ediyor.
Üstün sürüş keyfiyle Alman kalitesini birleştiren Opel, tarihi boyunca akıllarda yer edinen birçok model geliştirerek kullanıcılarının beğenisine sundu. Sportif tasarımı, dinamik sürüş performansı ve geniş iç mekanıyla anılan Opel Astra, bu efsanelerden yalnızca birisi. Rüsselsheim’da üretilen bu model; duygulara hitap eden tasarımıyla Opel’in başka hiçbir modelinde bulunmayan güç aktarma organı seçeneklerini sunuyor. Bu efsane modeller arasında emisyonsuz Astra Elektrik’in yanı sıra, 165 kW (225 HP) sistem gücü ve 360 nm maksimum torka sahip, son derece dinamik, elektrikli, üst sınıf Astra GSe modeli de yer alıyor.
Opel Ascona mı yoksa Manta mı?
Bundan 50 yıl önce de müşteriler, keyifli bir yolculuk sunan konforu ve maksimum verimlilik sağlayan temel özellikleri Opel’de buluyordu. Üstelik iki harika seçenekleri vardı: Opel Ascona ve Opel Manta. Her iki modelin de ikinci nesil versiyonları 1975 yazında pazara tanıtıldı. Aynı teknik temele dayanan ancak farklı özellikler ve hedef kitlelere sahip Ascona B ve Manta B, aynı yıl Frankfurt’ta gerçekleştirilen IAA Fuarı’nda görücüye çıktı. Bu iki modelin özel spor paketleri daha da etkileyiciydi ve uluslararası alanda başarı elde etti. Ascona B ve Manta B, bazen devam modellerinin orijinal modellerden bile daha iyi olabileceğini kanıtladı.
İki Opel modelinin de ilk nesilleri, gelecekteki başarılarının temelini oluşturdu. Opel’in “yeni sınıfı” olarak 1970 yılında piyasaya çıkan Ascona A sayesinde Kadett ve Rekord arasındaki boşluk doldurulmuş oldu. Aynı yıl yeni Opel Manta A da müşteriye sunuldu ve karakteristik köpek balığı amblemiyle kısa zamanda bir kült haline geldi. Cesur tasarımları sayesinde her iki model de yüz binlerce alıcının kalbini kazanmayı başardı. 1975 yılında her iki başarılı modelin de ikinci nesil versiyonları piyasaya sürüldü. Yeni Ascona B, selefinden çok daha geniş bir alana sahipti. Gövdesi, eskisine göre yaklaşık 20 cm daha uzun ve 4 cm daha genişti; dingil mesafesi ise yaklaşık 9 cm uzatılmıştı. Genişletilen iç mekânı sayesinde daha fazla bacak mesafesi ve omuz alanı sağlarken, güçlendirilmiş yan destekli sırtlıklar ile koltuklar yolcu konforuna katkı sağlıyordu. Yeni geliştirilen ön şasi de sürüşü ve seyahat konforunu iyileştirdi. Son arkadan itişli Ascona’nın uzatılmış dingil mesafesi, önde ve arkada daha geniş iz aralıkları ve daha uzun yay mesafesi, dengeli ve güvenli bir yol tutuşu sağlıyordu.
İkinci nesille birlikte yakıt tüketimi de düşürüldü!
Opel’in mühendisleri ve tasarımcıları, 1970’lerde bile temel unsurlara odaklanmayı iyi biliyorlardı. İkinci nesil Ascona’nın daha akıcı ve işlevsel tasarım dili, bunu açıkça ortaya koyuyordu. Artırılan ön alana rağmen, hava direnci ve dolayısıyla yakıt tüketimi azaltılarak yüksek verimlilik sağlandı. Aynı zamanda rüzgâr gürültüsü de azaldı. Tüm bu iyileştirmeler, aerodinamik geliştirmeler sayesinde mümkün oldu. Alçaltılmış bel çizgisi ve yaklaşık yüzde 20 daha büyük cam yüzeyleri ise ferahlık hissini artırırken; genel görüşü iyileştirerek güvenliğe katkıda bulundu.
Ascona B ile aynı teknik temellere sahip ancak sportif bir coupé olarak tasarlanan Manta B, 1975 yılında IAA Fuarı’nda otomobil sevenlerin karşısına çıktı. Dönemin standartlarını aşan bu model, sınıfında nadir görülen örnek sürüş performansı ve üstün yol tutuş özelliklerini, ekonomik yakıt tüketimi ve beş kişiye kadar yolcu kapasitesiyle bir arada sunuyordu. İkinci nesil Manta; alçak kaputu, geniş cam yüzeyleri ve büyük dikdörtgen farlarıyla dikkat çekiyor, ince ve uzun silüetiyle öne çıkıyordu. Pasif güvenliği artırmak amacıyla entegre denge çubuğu da standart donanımda yer alıyordu.
Erwin Weber auf Opel Manta 400, 1983
Pistler için üretildi: Opel Manta GT/E, Ascona 400 ve Manta 400
Ascona B ve Manta B’ye olan ilginin büyük kısmı, çok sayıda ve oldukça sportif model ile varyantlarının olmasından kaynaklanıyordu. Örneğin, “küçük sedan” Manta Berlinetta, zarif kadife döşemeleri, spor jantları ve spor direksiyon simidi ile lüks ve sportif bir hava yaratıyordu. Opel, 1975 yılında Manta GT/E’yi “sportif dinamiklere ve yarış zarafetine sahip bir koleksiyon parçası” olarak tanıttı. Bu iddialı model vaatlerini fazlasıyla yerine getirdi: mat siyah kaput, o dönemde nadir bulunan kromsuz iç döşemeler, metal kollu spor direksiyon simidi ve devir sayacından voltmetreye ve yağ basınç göstergesine kadar eksiksiz gösterge paneli, daha sert süspansiyon ve daha direkt direksiyon tepkisiyle, otomobil tutkunlarının beğenisini kazandı.
Otomobil test uzmanları, 77 kW (105 beygir) gücü ve 185 km/s’ye varan azami hızıyla GT/E’nin nominal olarak daha yüksek güçlere sahip rakip modellerle boy ölçüşebildiğini hatta rakiplerini geçtiğini belirtmişlerdi. Ancak Ascona B ve Manta B ile özdeşleşen özel bir sayı, motor sporları tutkunları ve ralli hayranlarının kalbini hızlandırma devam ediyor: 400! Ascona, 1970’li yıllardan itibaren uluslararası rallilerde sayısız başarıya imza attı. 1974 yılında Walter Röhrl ve Jochen Berger, Ascona A ile Avrupa Ralli Şampiyonası’nı kazandı; bu başarıyı altı ulusal ralli şampiyonluğu izledi. Ancak Opel için asıl önemli gelişme, 1979 yılında piyasaya sürülen yeni sportif üst versiyon Ascona 400 ile geldi: 2,4 litrelik DOHC motoru, 106 kW (144 beygir) gücü, disk frenleri ve beş ileri şanzımanıyla, Röhrl’ün 1982’de dünya şampiyonluğunu kazandığı 191 kW (260 beygir) gücündeki ralli otomobilinin temelini oluşturdu. Opel Ascona 400 Grup 4, ralli dünya şampiyonluğunu kazanan son arkadan itişli araç oldu. “400” ifadesi daha sonra Opel Manta’ya aktarıldı. Opel, 1981 yılında Cenevre Otomobil Fuarı’nda ve Frankfurt/Main’deki IAA’da Ascona 400’ün halefi olarak Manta 400’ü tanıttı. 2,4 litrelik 16V motorun sokak versiyonu hala 106 kW (144 HP) güç sunarken, yalnızca spor amaçlı tasarlanan yarış aracının optimize edilmiş motoru (Faz III) yaklaşık 206 kW (280 beygir) güç üretiyordu; tam anlamıyla bir güç gösterisi! 1983 yılında Erwin Weber ve Gunter Wanger, Manta 400 ile Almanya Ralli Şampiyonası’nı kazandı; aynı yıl Fransa’da Guy Fréquelin şampiyon oldu.
Opel’in en uzun süre üretilen modeli: Manta B!
Manta B, 1988 yılına kadar çeşitli versiyonlarla üretimde kaldı ve 13 yıl ile Opel’in en uzun süre üretilen modeli oldu. Döneminin birçok spor otomobilini geride bırakacak kadar etkileyici aerodinamik yapıya sahipti, cW0,352 değeri ile örnek teşkil etti. Potansiyel halefi ise 1980’lerin sonunda hazırdı ve Opel, 1989’da Calibra’yı piyasaya sürdü. Rüsselsheim’da üretilen bu zamansız, iki kapılı güzel coupé, kısa sürede 1990’ların en başarılı spor coupé modellerinden biri haline geldi. Sadece 0,26’lık sürtünme katsayısıyla on yıl boyunca dünyanın en aerodinamik seri üretim otomobili olarak kabul edildi ve “aerodinamik dünya şampiyonu” unvanını kazandı.